BASIN AÇIKLAMASI 12.6.2013
Toplumsal hayatın temeli adalettir.Adaletin tecellisi bakımından bireyin savunma hakkı en üst düzeyde gözetilmesi gereken haklardandır.Toplum ve birey haklarının her platformda savunucuları şüphesiz “Avukat”lar olup, avukatların bu vazifeyi yerine getirirken karşılaştığı güçlükler git gide artmaktadır.
Gün geçmiyor ki vazifesini yerine getirirken bir avukata saldırı vuku bulmasın? Bu endişe verici hadiselere devletin kolluk güçleri ve adalet organları da katılmış bulunmaktadır.Avukatlık mesleğini itibarsızlaştırma ve değersizleştirme politikası planlı ve organize bir şekilde uygulanmaya konmuş bulunmaktadır.
Avukatlık vekalet ücretine TBMM tarafından yasayla müdahale edilmekte, avukatların dosya inceleme hakları sınırlandırılmakta, hukuk fakültelerin sayıları ve kontenjanları sürekli artırılarak avukatlık mesleği adeta sıradanlaştırılmaktadır.
Bireyler arası ve toplumla devlet arasında adeta bir emniyet sübabı, bir sigorta konumunda olan avukatlar, adeta mengeneye sıkıştırılmak istenmektedir. Avukatın her fiili mercek altına alınmakta, temsil ve sosyal vazifelerini yerine getirmesi hususunda adeta bir izalosyona tâbi tutulmaktadırlar.
Avukatın vazifesini sadece bir duruşma salonuna sığıştırmak mantığı kabul edilecek bir mantık değildir.Hiç kimse avukatın toplumsal vazifelerini inkâr edemez.Gelişen sosyal hadiseler karşısında avukatların üç maymunu oynaması mümkün değildir.
Avukat,toplumsal hadiseler karşısında hukukçu ve aksiyoner kişiliğiyle her zaman bir öncü ve lider konumundadır.Onu pasifize etmeyi amaçlayan her eylem ve düşünce toplum menfaatini baltalayan bir faaliyettir.
11.06.2013 günü Çağlayan Adliyesi önünde düşünce özgürlüğü çerçevesinde avukatlar tarafından yapılan kanaat açıklaması, bir idarecinin veya savcının hukuk dışı bir emriyle engellenmeye çalışılmış, bununla da yetinilmeyerek devletin kolluk kuvvetleri tarafından şiddet kullanılarak, üzerinde adaletin ve mesleğin simgesi olan cübbeleriyle avukatlar göz altına alınmıştır.
Teoride ve kanunlarımızda hakim-savcı ve avukat eşitliğinden bahseden söylemlerin ne kadar askıda kaldığı bir kez daha ortaya çıkmıştır. Adliyede çalışan ve aşkına karşılık vermeyen memureyi odasında alıkoyan hâkime, halı sahada top oynarken kendisine pas vermeyen kişiyi tutuklatan savcıya bir şey yapmayan mekanizma, avukatı ve avukatlık mesleğini öğütmeye pek iştahlı gözükmektedir.
Legal ve illegal gücü elinde bulunduranların, bir an önce bu eylem ve işlemlere son vermeleri; Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed’in(S.A.V) “Adaleti çiğneyen devlet adamlarını cezalandırmayan milletler çökmek zorundadır.” Hadisi-i şerifi ilkesi de nazara alındığında, suç işleyen devlet adamlarının yasalarımız gereği,derhal adalet önüne çıkartılarak tecziyeleri, ülke ve devlet çıkarları açısından en selametli yoldur diyoruz.
Biz Adıyaman Barosu olarak avukatlık mesleğine ve meslektaşlarımıza yapılan zulüm ve saldırıları şiddetle kınıyor, yapılanların bizleri yıldıramayacağını ve daha çok kenetlenmeye sebep olacağının bilinmesini istiyor, kamuoyuna saygılar sunuyoruz.
Av.Abdullah TEL
Adıyaman Baro Başkanı