BASIN AÇIKLAMASI
Tarih: 25.11.2015 | Okunma Sayısı: 5688

 

 

                                                         25 KASIM KADINA YÖNELİK ŞİDDETE KARŞI

                                                   MÜCADELE VE ULUSLARARASI DAYANIŞMA GÜNÜ

 

                                                                      BASIN AÇIKLAMASI

 

Kadına yönelik şiddet insan hakları ihlalidir.BM Kadınlara Yönelik Şiddetin Önlenmesi Bildirgesinde ve Avrupa Konseyi İstanbul Sözleşmesinde kadına yönelik şiddet “kamusal veya özel yaşamda kadınlara fiziksel ,cinsel veya psikolojik acı, ıstırap veren yada verebilecek olan cinsiyete dayanan bir eylem,tehdit,zorlama,keyfi olarak özgürlükten,ekonomik gereksinimlerden yoksun bırakma” olarak tanımlanıyor.İstanbul Sözleşmesinin önsözünde kadınlara yönelik şiddetin erkekler ve kadınlar arasındaki eşitlikçi olmayan güç ilişkilerinin dışa vurumu olduğu,kadınlara karşı ayrımcılık yapılmasına yol açtığı ve kadınların ilerlemelerinin önünde engel olduğu, bu nedenle şiddeti önlemenin bir devlet politikası olması gerektiği vurgulanıyor.

 

25 Kasım gününü kadınlarla ilgili diğer günlerden önemli bir farkı vardır. O da 25 Kasımlarda dünyanın her yerinde kadınlara ve kız çocuklarına yönelik giderek artan cinsiyete dayalı şiddete odaklanılmış olmasıdır.Günümüzde, kadına yönelik şiddet olgusu sadece bir kadın sorunu olarak değil toplumsal bir sorun olarak çok yönlü olarak gündeme alınmakta ve çözüm üretmek için sosyo ekonomik koşullar, politik gelişmeler ve kültürel etkenlerle birlikte değerlendirilmektedir.

Yerel ve ulusal medyaya yansıyan haberlere göre 2015 yılında Ekim ayına kadar erkekler 236 kadını boşanmak istediği için veya evlenmek istemediği için öldürdü.Kadına yönelik şiddet artarak devam etti, 15 kadın ve kız çocuğuna tecavüz etti, 5 kadın ve kız çocuğunu zorla fuhuş yaptırdı, 29 kadını yaraladı, 6 kadın ve kız çocuğuna cinsel tacizde bulundu.Öldürülen kadınlar arasında yasal haklarını kullananlar ve katili hakkında 3 kez koruma kararı çıkartılmış olanlar da vardı.

Hangi yasayı getirirsek getirelim ailede ve toplumda bu yetiştirme sorunları aşılmadan, temel eğitimde hatta ana sınıfında bu yönde eğitim metotlarıyla dersler verilmeden toplumsal cinsiyet eşitliği sağlanmadan yasaların bir anlamı kalmamakta, her geçen gün çığ gibi büyüyen kadına yönelik salt şiddet ve öldürme fiillerinin önüne geçilememektedir.

Türk Ceza Yasamızda mevcut olan ve hakim takdirine bırakılan; “Haksız tahrik indirimi” ve “İyi hal indirimi” ne dair maddelerin, erkek terörüne maruz kalan şiddet mağduru kadınlarda özellikle de tecavüz ve taciz mağduru kadın dosyalarında maddelerin gerekçelerine, amacına, kapsamına ve mehaz kanunlardaki uygulama şekilleri ile uluslararası sözleşmeler hükümlerinin de dikkate alınarak toplumsal cinsiyet bakış açısından kurtulmuş olarak hukuka uygun uygulanması toplumsal tepkilerle sağlanmalıdır.

Risk gruplarına, şiddetle sık karşılaşan meslek gruplarına ve kamuya yönelik eğitim ve bilgilendirme çalışmalarına hız verilmelidir.

Erkek egemen zihniyet, kadın erkek eşitliğini göz ardı eden anlayış, şiddetin önlenmesi konusunda yasaların yaşama geçirilememesi karşısında kadına yönelik şiddetle mücadele için hazırlanan ULUSAL EYLEM PLANI hızla ve kararlı bir devlet politikası ile hayata geçirilmelidir.

Kadının güçlenmesi, ailede ve toplumda birey olarak dikkate alınması, toplumda zihniyet değişikliğinin sağlanmasına yönelik eğitimin her kademesinde toplumsal cinsiyet eşitliği verilmesi ile şiddetin önlenmesinde önemli gelişme mümkün olacaktır.Güçlü ve sağlam bir toplum için kadına şiddete HAYIR.

                                                                                                 ADIYAMAN BAROSU KADIN KOMİSYONU

 
 
 

 

22.11.2024
AV. BİLAL DOĞAN
BARO BAŞKANI

© Web sitesi hizmeti Türkiye Barolar Birliği tarafından verilmektedir.